Silikoz
Solunum yoluyla pnömokonyozAkciğerlerde tozun birikimi sonucu doku hasarı ile seyreden hastalık "Pnömokonyoz" olarak adlandırılır. Pnömokonyoz nedir?... yapabilecek miktarda silikat parçacığı alınması sonucu gelişen en ağır meslek hastalıklarından birisine SİLİKOZ denir. Günümüzde sıklığı azalmış olsa da önemini korumaktadır.
Silikoz
Silikoz, solunum yoluyla pnömokonyoz yapabilecek miktarda silikat parçacığı alınması sonucu gelişir.
En ağır meslek hastalıklarından biridir; günümüzde sıklığı azalmış olsa da önemini korumaktadır.
Silikoz Nedenleri
Silikozda başlıca etken serbest silikat, silisyum dioksittir (SiO2). Öteki amorf silikatlar, önemsiz zedelenmelere yol açar. En tehlikeli olanlar çapları 0,3-3 mikron olan kristal yapılı parçacıklardır (kuvars, tridimit, kristobalit).
Silikoz tehlikesi olan başlıca işkolları arasında, kuvarslı kayaların bulunduğu madenler, kuvars taşı işçiliği, gnays ve granit işçiliği, seramik ve porselen işleri, silikat tıraşlanması, dökümhane işleri (dökümhane yerlerinin hazırlanması, toprak kazılması, dökümhanede çapakları temizlenmesi, kum işleri, çelik ergime fırınlanması, eritilmesi vb) sayılabilir.
Silikat tozunun bulaşma tehlikesi olan öteki meslekler, tıraşlama yapılan işkollandır. Geçmişte kullanılan kumlu taş ve kuvarsın yerini günümüzde yapay maddeler (alundum ve karbüründüm) almıştır.
Silikoz Belirtileri
Geçmişte, yüksek miktarda kuvars içeren parçacıkların solunum yoluyla aşırı miktarlarda alınması sonucunda, kısa sürede (2-4 yıl içinde) ölümle sonlanan tablolar ortaya çıkıyordu. Olguların çoğunda silükoza veremin eklendiği görülüyordu (siliko-tüberküloz). Günümüzde çalışma koşullarının düzelmesi sonucunda, hızla ilerleyen silikoz olguları görülmemektedir. Ama yavaş (15-30 yıl) ilerleyen tablolar hâlâ sık olarak görülmektedir.
Başlangıçta belirti görülmez. Radyolojik bulgular bile kesin değildir. Silikozun hastalığa Özgü olmayan ilk belirtileri arasında sayılan bronşit bir yana bırakılacak olursa, ilk olarak güç harcanması ile ortaya çıkan nefes darlığı görülür. Bu durum akciğerlerdeki bağdoku artışı ve her zaman bununla birlikte olan amfizem sonucunda gaz alışverişini sağlayan hava keseciklerinin (alveol) yüzeyinin azalmasına ve güç harcama (efor) sırasında artan solunum gereksiniminin yeterince karşılanamamasına bağlıdır.
Nefes darlığı başlangıçta her zaman güç harcanması ile birliktedir ve giderek fiziksel etkinlikleri engeller. Önceleri hastaya rahatsızlık vermezken sonraları yürüme sırasında, hatta hasta istirahat ederken bile ortaya çıkabilir. Genellikle bu durum, hastalığın başlangıcından birkaç yıl sonra görülür. Hastanın öteki yakınmaları, göğüste hafif ağrı, çarpıntı, bazen kuru, daha sık olarak yapışkan balgamlı öksürüktür.
Hastalığın ilerlemesiyle, solunum yetmezliği belirtileri gitgide ağırlaşır. Nefes darlığı artar, zaman zaman astıma benzeyen krizler ve morarma (siyanoz) ortaya çıkar; parmakların uçları çomak biçimini alarak kalınlaşır, sonunda kronik akciğer-kalp hastalığı gelişir.
Hastalık düzensiz ilerlerse de, solunum yetmezliğinin ilk belirtileri ortaya çıkınca gidişi kötüleşir. Sıklıkla hastalığın yanı sıra verem de görülür.
Silikoz Tanısı
Silikozda tanı hastanın silikat tozu soluduğunu belirten öyküye göre ve radyolojik görünüme bakılarak konur. Radyolojik bulgular klinikte belirtilerin ortaya çıkmasından önce de görülebilir. Bu nedenle riskli meslek gruplarında çalışanlar düzenli aralarla radyolojik denetimden geçmelidir.
Hastanın balgamının bakteriyolojik açıdan incelenip verem enfeksiyonu olup olmadığının anlaşılması büyük önem taşır.
Silikozlularda akciğer fonksiyon testleri, akciğerdeki örselenmenin değerlendirilmesini sağlar. Başlıca işlevsel bozukluklar amfizem ve bağdoku artışına bağlı olarak ortaya çıkar.